“1000 Yıl Sürecek” Denilen Darbe 5 Yılda Son Buldu
İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ramazan Ata, Milli Güvenlik Kararları ile başlayan bu sürecin inananlar için büyük mağduriyetlere yol açtığını belirtti. Ata, o dönemde İslamî yaşam tarzının “irticai faaliyet” olarak nitelendirildiğini, başörtüsü takmak, namaz kılmak, oruç tutmak ve hatta gümüş yüzük takmak gibi gerekçelerle insanların fişlendiğini vurguladı.
“Fişlenen kişiler askeri hiçbir alanda görevine devam edemedi. Vesayet heveslilerinin ‘bin yıl sürecek’ dedikleri darbe süreci, aziz milletimizin gücüyle 5 yıl sürdü.”
28 Şubat, Aileleri Parçaladı
Aksaray İHH eski başkanı ve eğitimci Şenol Korkmaz, 28 Şubat sürecinin sadece bireyleri değil, toplumsal yapıyı da derinden sarstığını belirtti. Korkmaz, bu dönemde yapılan haksız sürgünler, işten çıkarmalar ve yerinden edilmeler nedeniyle 30 bine yakın ailenin parçalandığını ve bunun resmi kayıtlarla da belgelendiğini dile getirdi.
“Kendi ailem de yıllarca bu zulme uğradı. Allah bir daha böyle bir süreç yaşatmasın.”
“Başörtüsü Taktığımız İçin Eğitim Hakkımız Engellendi”
Jeoloji Yüksek Mühendisi Esma Hatun Taşpınar, o dönemde İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci olduğunu ve başörtüsü yasağının “ikna odaları” ile başladığını, kısa sürede tüm üniversitelere yayıldığını ifade etti.
Taşpınar, başörtüsü takan kadınların eğitim ve kamu kurumlarında ciddi ayrımcılığa maruz kaldığını, bu durumun toplumsal cinsiyet eşitliği açısından büyük bir sorun oluşturduğunu vurguladı.
“Başörtüsü, sadece bir giyim tarzı değil, Müslüman kadınların inançlarını ifade etme biçimidir. ‘Kamusal alan’ kavramı üzerinden uygulanan bu baskılar nedeniyle eğitim hakkımız elimizden alındı.”
Taşpınar, ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, başörtüsü özgürlüğünü sağladığı için teşekkür ederek, bu hakkın anayasal güvence altına alınması gerektiğini ifade etti.
28 Şubat: Unutulmayacak Bir Darbe
28 Şubat postmodern darbesi, Türkiye’de sadece siyasi bir müdahale olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşüm süreci olarak tarihe geçti. Başörtüsü zulmü, bu dönemin en acı ve unutulmaz izlerinden biri olarak hafızalarda kaldı. Bu süreç, Türkiye’nin demokrasi tarihinde kara bir leke olarak yerini aldı.