İstanbul’un en önemli tarihi yapılarından biri olan Kariye Camii, 6. yüzyıla uzanan köklü geçmişiyle dikkat çekiyor. Doğu Roma döneminde saray kilisesi ve şapel olarak kullanılan yapı, mozaik ve fresk süslemeleriyle Bizans sanatının en iyi korunmuş örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.
Kariye İsmi Nereden Geliyor?
Yapının adının kökeni hakkında iki yaygın görüş bulunuyor:
- Mistisizm ve Kutsallık: “Kariye” kelimesinin, İsa’ya atfedilen “Soteros” (Kurtarıcı) kavramına dayandığı düşünülüyor. O dönemde, Tanrı’nın sınırsızlığını simgeleyen ifadeler İsa ve Meryem için de kullanılıyordu.
- Konum ve Yerleşim: Yapının, Konstantin surlarının dışında yer almasından dolayı Yunanca “Khora” (taşra, kırsal) kelimesinden türediği düşünülüyor. Türkçede “köy” anlamına gelen “kariye” sözcüğünün de buradan geldiği belirtiliyor.
Mimari Yapısı ve İç Tasarım
Dışarıdan sade bir yapı gibi görünen Kariye Camii, iç mekandaki mozaik ve fresk süslemeleriyle adeta bir sanat eserine dönüşüyor. Yapı beş ana mimari bölümden oluşuyor:
- Dış Narteks (Dış giriş bölümü)
- İç Narteks (İç giriş bölümü)
- Naos (Ana ibadet alanı)
- Kuzeydeki iki katlı ek yapı
- Güneyde yer alan Parekklesion (Şapel ve mezar alanı)
Yapıda ayrıca sekiz mezar arkosolyumu bulunuyor. İç mekandaki detaylı mozaik ve freskler, Doğu Roma sanatının en görkemli örnekleri arasında gösteriliyor.
Kariye Camii’nde Restorasyon Çalışmaları
Kariye Camii, tarih boyunca farklı dönemlerde restorasyon süreçlerinden geçmiş ve bugünkü halini almıştır. Kubbenin yalnızca kasnağı orijinal olup, diğer bölümleri zamanla yenilenmiştir. Ancak iç mekandaki mimari ve sanatsal bütünlük korunmuş, yapı günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır.
Bugün Kariye Camii, İstanbul’un kültürel mirasının önemli bir parçası olarak ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.