Üniversiteler, yalnızca bilim üreten değil, aynı zamanda toplumun gelişimine yön veren kurumlardır. Ancak Siirt Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde alınan bir karar, liyakat ve yönetim anlayışıyla ilgili ciddi soru işaretlerini gündeme taşıdı. Veteriner hekim kökenli rektörün kendini Tıp Fakültesi Dekanı olarak vekaleten ataması, akademik çevrelerde ve yerel halk arasında şaşkınlık ve hayal kırıklığına yol açtı.
Liyakat Neden Göz Ardı Edildi?
Siirt Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde uluslararası başarıları ve akademik çalışmalarıyla tanınan, aynı zamanda Siirtli olan Prof. Dr. Murat Çelik gibi isimler mevcutken, rektörün bu göreve kendini ataması liyakat ilkesinin açıkça ihlal edildiğini gösteriyor. Prof. Dr. Çelik’in daha önce fakültede vekaleten dekanlık yapmış ve bu pozisyonda başarılı bir şekilde görevini yürütmüş olmasına rağmen, bu kararla saf dışı bırakılması, fakültenin geleceği açısından endişe yaratıyor.
Tıp fakültesinin yönetimi, yalnızca idari bir pozisyon değil; aynı zamanda mesleki uzmanlık, akademik bilgi birikimi ve liderlik gerektiren bir görevdir. Bu tür bir görevde, tıp eğitimine hâkim bir liderin bulunması, fakültenin ulusal ve uluslararası düzeyde saygın bir konuma ulaşması için şarttır. Ancak mevcut atama, bu gerekliliklerden oldukça uzaktır.
Siirt Halkının Çabası ve Sahipsizlik Algısı
Siirt halkı, büyük fedakarlıklarla şehre kazandırılan Tıp Fakültesi’nin liyakatsiz atamalarla yönetilmesini hak etmiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2018 yılında müjdelediği Tıp Fakültesi, halkın geleceği adına umut bağladığı önemli bir projeydi. Ancak bu tür kararlar, halk arasında “Siirt sahipsiz mi?” sorusunu yeniden gündeme getiriyor.
Siirt gibi tarihi ve potansiyeli yüksek bir şehirde, halkın haklı taleplerine duyarsız kalınması kabul edilemez. Halk, hem akademik hem de idari anlamda adil ve liyakate dayalı bir yönetim anlayışı bekliyor.
Siyasi Temsilciler Görevlerini Yerine Getiriyor mu?
Siirt’te alınan bu kararların ardından gözler, şehrin siyasi temsilcilerine çevrildi. Ancak, AK Parti milletvekili ve il başkanının bu tür liyakatsiz uygulamalara sessiz kalması, halk arasında ciddi bir memnuniyetsizlik yaratıyor. Milletvekilleri ve il başkanının, sadece Ankara’da ya da Siirt’te kendilerini ziyarete gelenleri ağırlayıp fotoğraf paylaşması değil, şehrin gerçek sorunlarına eğilmesi gerekiyor. Bakanlıklarla iletişim kurarak yatırımları takip etmeleri, kamu projelerini hızlandırmaları ve yanlış atamalara müdahale etmeleri bekleniyor.
Siirt halkı, siyasi temsilcilerinin, yanlış kararlara karşı halkın çıkarlarını savunmasını ve liyakat temelli bir yönetim anlayışı oluşturulmasına katkı sağlamasını talep ediyor.
Tıp Fakültesi Daha İyisini Hak Ediyor
Tıp Fakültesi gibi stratejik öneme sahip bir yapının, alanında uzman ve tıp kökenli bir lider tarafından yönetilmesi gerektiği açıktır. Aksi durumda, sadece fakültenin değil, şehrin geleceği de olumsuz etkilenir. Siirt gibi gelişime açık bir şehirde, bu tür fakültelerin liyakatsiz atamalarla itibarsızlaştırılması, halkın emeğine ve şehrin potansiyeline yapılmış bir haksızlıktır.
Sonuç: Sorumluluk Alma Zamanı
Siirt halkı, Tıp Fakültesi’nin hak ettiği değere ulaşmasını ve liyakate dayalı bir yönetim anlayışıyla yönetilmesini istiyor. Üniversite yönetimi ve siyasi temsilcilerin, halkın bu taleplerine kulak vererek, yanlış kararları gözden geçirmesi gerekiyor. Liyakat, adalet ve şeffaflık ilkelerine dayalı bir yönetim anlayışı benimsenmediği sürece, halkın güvenini kazanmak mümkün değildir.
Bu atama kararının tekrar değerlendirilmesi, yalnızca Tıp Fakültesi’nin değil, Siirt halkının da geleceği adına umut verici bir adım olacaktır. Siirt, sahipsiz değildir ve bu tür kararlarla halkın emeğine gölge düşürülmesine izin verilmemelidir. Şimdi sorumluluk alma zamanı!