Nöbetçi Eczaneler
Kazan / TEKHA
Türkiye Cumhuriyeti Kazan Başkonsolosluğu ev sahipliğinde düzenlenen “Türkiye Kültür Turizmi ve Somut Olmayan Kültürel Miras” başlıklı etkinlik, kültürel diplomasi ve akademik iş birliğinin güzel bir örneği olarak dikkat çekti. Programda, Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zülfikar Bayraktar, kültürel mirasın turizmle ilişkisini kapsamlı bir sunumla ele aldı.
Kültürel Değerlerin Kardeşlik Bağlarını Güçlendirdiği Bir Buluşma
Etkinliğin açılış konuşmasını Türkiye Cumhuriyeti Kazan Başkonsolosu Uğur Yılmaz gerçekleştirdi. Başkonsolos Yılmaz, konuşmasında Türkiye’nin kültürel miras alanındaki duyarlılığını ve iki dost ülke arasındaki ortak değerlere vurgu yaptı.
Yılmaz konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Kıymetli Misafirlerimiz, Türkiye’nin Somut Olmayan Kültürel Mirası ve Turizmi başlıklı bu anlamlı etkinlikte sizleri selamlamaktan büyük mutluluk duyuyorum. Kazan’da düzenlediğimiz bu etkinlik, tarihi ve kültürel birikimlerini geçmişten geleceğe taşıyan iki dost ve kardeş halkın zengin kültürel değerlerine duyulan ortak bir saygının ifadesidir. Köklü geleneklerimizin yaşayan bir yansıması olan somut olmayan kültürel mirasımızı korumaya ve gelecek nesillere aktarmaya büyük önem veriyoruz.”
Başkonsolos Yılmaz, Türkiye’nin bugüne kadar 31 kültürel değerinin UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerine kaydedildiğini hatırlatarak, bu değerlerden bazılarını şu şekilde sıraladı:
• Meddahlık Geleneği
• Mevlevi Sema Törenleri
• Aşıklık Geleneği
• Karagöz
• Türk Kahvesi Kültürü
• Nasreddin Hoca Fıkraları
“Somut Olmayan Kültürel Miras, Toplumun Kimliğini ve Kolektif Hafızasını Yansıtır”
Konferansın konuşmacısı Prof. Dr. Zülfikar Bayraktar, “Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM)” kavramının toplumların kimliği ve hafızası üzerindeki belirleyici etkisini anlattı. Bayraktar, UNESCO’nun 2003 tarihli Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’ne atıfta bulunarak şu ifadeleri kullandı:
“SOKÜM, bir toplumun kimliğini, kolektif hafızasını ve yaşam biçimini yansıtan sözlü anlatımlar, ritüeller, el sanatları, toplumsal uygulamalar ve geleneksel bilgi biçimlerini kapsar. Bu miras unsurları kültürel çeşitliliğin ve yaratıcılığın temelini oluşturur.”
Bayraktar, somut olmayan kültürel mirasın yalnızca geçmişi korumakla kalmadığını, aynı zamanda günümüzün kültürel ve ekonomik süreçlerini de şekillendirdiğini belirtti.
“Kültür Turizmi, Yerel Kimliği ve Ekonomiyi Güçlendirir”
Prof. Dr. Bayraktar konuşmasının devamında, kültür turizminin somut olmayan kültürel mirasla olan etkileşimine değinerek şu açıklamalarda bulundu:
“Kültür turizmi, yerel halkın yaşam biçimlerini, değerlerini ve geleneklerini deneyimlemeye dayalı bir turizm türüdür. Bu yönüyle SOKÜM, özgün ve sürdürülebilir turizm anlayışının gelişmesine katkı sunar. Halk dansları, mutfak kültürü, müzik, hikâye anlatıcılığı, el sanatları ve dini ritüeller gibi unsurlar, destinasyonlara özgün bir kimlik kazandırır ve turistik çekim gücünü artırır.”
Bayraktar ayrıca, kültürel mirasın turizmle entegrasyonunun yerel istihdamı artırdığını, zanaatkârların üretimlerini sürdürebilmesini sağladığını ve kültürel ekonomiyi canlandırdığını vurguladı. Bu sayede kültür turizminin hem ekonomik kalkınma hem de kültürel sürdürülebilirlik açısından karşılıklı fayda sağlayan bir alan haline geldiğini ifade etti.
“SOKÜM, Kültür Turizminin Anlamını Derinleştiriyor”
Toplumsal açıdan bakıldığında, Bayraktar SOKÜM’ün turizmle ilişkilendirilmesinin yerel kimliğin yeniden keşfedilmesine katkı sağladığını ve toplumun kültürel farkındalığını artırdığını belirtti.
Ancak aşırı ticarileşmenin önüne geçilmesi için mirasın özgünlüğünü koruyacak etik ve sürdürülebilir planlama yaklaşımlarının benimsenmesi gerektiğini vurguladı.
Sonuç olarak Bayraktar, şu değerlendirmede bulundu:
“Somut olmayan kültürel miras, kültür turizmini yalnızca ekonomik bir faaliyet olmaktan çıkarıp, toplumsal bellekle beslenen anlam temelli bir deneyim alanına dönüştürür. Bu miras unsurlarının doğru yönetimi, hem yerel toplulukların kültürel sürekliliğini korur hem de ziyaretçilere otantik bir turizm deneyimi sunar.”
Etkinlik, Türk kültürünün evrensel boyutunu vurgularken, Türkiye’nin kültürel mirasını tanıtma ve koruma konusundaki uluslararası çabalarına da yeni bir katkı sundu.